top of page
Travma - Uzman Psikolog Ceren Tatar

Travma (örselenme), kişiyi psikolojik ve bedensel olarak çok çeşitli şekillerde, ağır bir biçimde yaralayan her türlü sarsıcı yaşantısal deneyimdir. Travmatik deneyimin en yıkıcı özelliği; kişinin beklemediği an da, savunmasız bir biçimde yakalanması ve kişi de ağır etkiler bırakmasıdır. Bu olay kuşkusuz olayın şiddeti, maruz kalınan süre, kişinin başa çıkabilme gücü gibi bir çok etkene bağlı olabilir. Bu yüzden de her travmatik deneyimin herkeste aynı  şekilde ve aynı düzeyde travmaya ve ruhsal bir bozukluğa neden olmayacağı anlamına gelmektedir. Travma;​

TRAVMA 

  • Beklenen bir deneyim değildir.
  • Öngörülemez ve kestirilemez.
  • Kişinin normalinin dışında gelişen olaydır.
  • Tramvatik deneyimin büyüğü veya küçüğü yoktur. Kişinin ruhsallığında bıraktığı etkisi önemlidir.
İnsan eliyle istemli oluşan travmalar; işkence, savaş, terör saldırısı, taciz, tecavüz, iş kazaları, trafik kazaları, tıbbi ihmal, ebeveyn ihmali…
 
İnsan eliyle oluşmayan travmalar; sel, deprem, dolu, kayıp, hastalık…
 
Travmaya Maruz Kalmak İçin;
  • Travmatik olayı doğrudan deneyimleyebilir
  • Travmatik olaya tanık olabilir ( maruz kalmasanız da gözünüzün önünde yaşanabilir)
  • Doğrudan veya travmanın sonuçlarına devamlı maruz kalabilirsiniz. (Asker, polis, cezaevi memuru, acil servis görevlisi, psikolog gibi meslek gruplarında olmak)

AKUT STRES BOZUKLUĞU

Akut Stres Bozukluğu, yaşanan travmatik olaydan en fazla 2-3 gün içerisinde başlayan ve genellikle 1 ay içerisinde kendiliğinden sonlanan bir süreçtir. Bu süreçte aile ve sosyal desteğin varlığı kişinin yaşadığı bu durumu atlatmasını kolaylaştırır.

 

Ancak dikkat edilmez ise belirli bir süre sonra Akut Stres Bozukluğu, Travma Sonrası Stres Bozukluğu’na dönüşebilmektedir.

Bu ortalama 1 aylık sürede kişilerde;

  • Uyku problemleri, uyuyamama, kabus görme

  • İştahın kapanması

  • Boşluktaymış gibi hissetme

  • Gerçekliğin dışında kendini hissetme

  • Kaygılı bir biçimde tedirgin ve tetikte olma

  • Ani gelen her şeye karşı huzursuzluk (ses,kişi…)

  • Bedensel nedeni olmayan kollar ve/veya bacaklarda uyuşma,karıncalanma vs.

  • Yatışmak adına alkol,madde gibi yatıştırıcılara yönelme durumları tipik belirtilerdir.​

TRAVMA SONRASI STRES BOZUKLUĞU (TSSB)​

Kişinin yaşamını veya beden bütünlüğünü tehdit edecek şiddette bir travmayı yaşadıktan veya böyle bir travmanın başka birilerinin başına geldiğine şahit olduktan sonra ortaya çıkan belirtilerle karakterize bir ruhsal hastalıktır.

 

Travma Sonrası Stres Bozukluğu diyebilmek için aşağıdaki kriterler ve belirtilen süreyi karşılamak gerekmektedir.

  • Düşlerde ve uyanıkken travmanın tekrar tekrar yaşantılanması (flash-back’ler)

  • Travmayı hatırlatan durum ve ortamlardan sürekli kaçınma

  • Aşırı uyarılmışlık belirtileri (örneğin; çabuk sinirlenme, öfke nöbetleri)

bu belirtiler travmadan sonraki ilk 1 ayda görülüp geçiyorsa akut stres bozukluğu denir. Fakat bu belirtiler 1 aydan uzun sürüyorsa TSSB tanısı konur. Bazen de belirtiler travmadan hemen sonra değil, aylar sonra başlayabilir. Travmadan 6 ay sonra belirtiler başlarsa ''gecikmiş başlangıç'' denir.

TRAVMA NASIL ATLATILIR ?

Travma  Sonrası Stres Bozukluğu tedavisinde psikoterapi çok önemlidir. Travma beklenmedik an da kişiyi savunmasız yakaladığı için, travmaya maruz kişilerin dış dünyaya karşı güven duyguları ve sistemleri tamamen çöker. Kişinin yaşadığı  bu travmatik deneyimi psikolojik yardım alarak  anlamlandırması ve duyguların çalışılması ve güvenli alanın tekrardan inşa edilmesi önemlidir. Eğer kişinin psikoloğu uygun görürse ilaç tedavisi kombine götürülebilir. Eğer kişi travmatik deneyimi üzerine terapi görmez ise dış dünyaya karşı güvenli bir inşa tekrardan edemeyeceği gibi bazı kişiler ise bu yaşantıyla başa çıkmak adına alkol ve maddeye yönelebilmekte; bu durumda zaman içerisinde travmasına eşlik eden bir bağımlılığa da dönüşebilmektedir.

bottom of page