Geçmeyen depresyon, olumsuz yaşanılan deneyimler karşısında kişinin kendisine veya çevresinin duygusal yarattığı ve uzun süren bir duygu durum halidir.
Mutsuzluk, normal olarak hayatta başımıza gelen olumsuzluklara karşı insanların verdiği olağan tepkilerdendir. Eğer bu duygu durum hali uzun sürer, koşulların zorluğuyla orantısızsa ya da kişinin kontrolünün artık dışındaysa depresyon geçmeyen bir hal alır.
Geçmeyen depresyon diye birşey yoktur. Distimi olarak bilinen geçmeyen depresyonda kişinin duygularının kontrolü yitirmeye başlamasıyla kişinin kendisini sevememesi ve sosyal açıdan duygusal desteği göremeyeceğini hissetmesi vardır. Depresyon ise doğru tedavi süreci uygulanmadığı için geçmez. İlaç tedavisi kesinlikle tek başına bir çözüm olmaz. Depresyonu atlatmak için doğru şeyler yapılmamıştır.
Depresyon, bir duygu durum bozukluğudur ve hiçbir duygu aslında kalıcı değildir. Hayatın kendisi ile başa çıkarken gitgide artan yalnızlık, suçluluk, kızgınlık ve değersizlik gibi depresif duyguların zaman içinde kişinin kaldıramadığı nokta da depresyon başlar.
Hayatın içerisinde bir çok şey için çabalarken kendi sesini dinlemeyen, duygularını yok sayan ve somut ihtiyaçlarını ''para, çevre, haklı olma isteği, başarı, güçlü olma'' isteğini daha önde tutan kişiler için gerçek hayat, başa gelen olaylarla acı şekilde hayalkırıklığı yaratır. İçten içe yaşanan depresif duygular ise kişinin hayatının tamamını başta etkilemiyor gibi gözükse de depresyon kaçınılmazdır.
Kişinin öncelikle kendi duygularını ve duygusal ihtiyaçlarının dinleyememesinin ise en büyük nedeni çocukluk çağında ebeveynlerinin de önceliklerinde çocuklarının duygusal olarak ihtiyaçlarını dinlememiş ve çocuğu eksik bırakmış olmasıdır. Bu tip ebeveynlerin çocukları da yetişkin olduklarında kendisini dinleyemeyecek, duygularını ifade etmekte zorluklar yaşayarak etrafına yabancılaşırken kendisi de yalnızlaşacaktır.
İLAÇLA GEÇMEYEN DEPRESYON
Depresyon ilaçla tek başına geçmez. Depresyonu atlatan kişiler bilir ki yıllarca ilaç tedavisi ile iyice umutlarını yitirdikleri noktada yukarı da bahsettiğimiz nedenlerle ilacın kişinin duygusal bu eksiklerini gidermede işe yaramadığını görmüştür. Antidepresan tedavisi, nörolojik olarak beyindeki etkisi nedeniyle kişi hissettiklerine karşı hissedememeye başlar. Bir nevi uyuşur. Yıllardır yaşanan depresyon geçmemiş, ilaç bırakıldıktan bir süre sonra kişinin hayatında yaşadığı hayalkırıklıklarıyla tekrardan gelecektir.
Psikiyatriste de Psikologa da gittim ama Depresyonum Geçmedi!
Çünkü psikiyatrist ve diğer psikologların yaptığı gibi spor, yürüyüş, hobi, sosyalleşme gibi sadece ödev ve tavsiyelerin verildiği ama yine duygusal olarak eksiklerin bulunduğu bir terapi sürecinde depresyonun geçmesi mümkün değildir. Depresyon hastası zaten bu tavsiyelere uyabilecek enerjiyi bulabilseydi bu hastalığı yaşamazdı. Bu nedenle de her psikologa gitmek bir çözüm değildir.
İlaçla geçmeyen depresyonun tedavisi Psikanalitik Psikoterapi sürecidir. Psikoterapi de terapisti ile kurduğu ilişki üzerinden bugünü ve bugünün sorunlarını konuşmaya başlayarak süreç içerisinde duygularını anlamlandırması, terapide çalışılması kişinin çocukluğundan itibaren yaşadığı duygusal yönden eksikliklerini anlamasını ve doldurmasını sağlar. Bugünkü yaşadığı olaylar ve kurduğu ilişkilerin, çocukluk çağında eksiklikler barındıran ebeveyen ilişkilerini anlamlandırarak bugünü çözdüğünde depresyonda ortadan kalkar.
Özetle, depresyon ilaçla geçmez. Psikanalitik Psikoterapi süreciyle bugüne bakarak kişinin çocukluğundan beri hissettiği duygularını anlama, duygusal ihtiyaçlarını gidermesi gereken ebeveynlerinin bıraktığı bu eksikliği psikologu ile kurarak doldurabilmesi çözümün kapısıdır. Unutmayın ki geçmeyen depresyon diye birşey yoktur. Doğru olmayan bir tedavi süreci sadece vardır.